4 Ekim Hayvanları Koru-ma Günü?!

Sevgili pati dostu… Hepimiz için takvimin en özel günlerinden biri olan 4 Ekim bir kez daha geldi çattı. Bu cümlenin devamında bir “Kutlu olsun!” gelmesini bekliyorsan, üzgünüm, ama ben şu anki koşullarda pek kutlanacak bir şey göremiyorum. Yine de enseyi karartmadan mücadeleye devam…

koruma

Malum 4 Ekim evrensel olarak kabul edilmiş bir gün, yani dünyanın dört bir yanında 4 Ekim tarihi hayvanlara ayrılmış durumda. Mesela İngilizcede “World Animal Day” olarak adlandırılıyor. Anlamı Dünya Hayvan Günü.

Fransızcada “La Journée Mondiale des Animaux”, İspanyolcada ise “Día Mundial de los Animales” deniyor; Türkçesiyle söylemek gerekirse Dünya Hayvanlar Günü.

Almanca adı ise “Welttierschutztag”. “Schutz” kelimesi birebir çevrildiğinde koruma anlamına da geliyor ama “Tier” yani hayvan kelimesiyle bir araya geldiğinde anlamı “hayvan refahı” oluyor. Yani Dünya Hayvan Refahı Günü.

Türkiye’de yaşayan bizler için ise 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü.

BİR KELİME FARKLA, KORUMA YA DA KORU-MA

Shakespeare, Romeo ve Juliet’te “What’s in a name?” der Juliet’in ağzından. “İsmin ne önemi var? Mühim olan anlam” demeye getirir.

Tabii ki Petti Smith halimle koskoca Shakespeare’e kafa tutacak değilim. Ancak hayvanlar günü ile hayvanları koruma günü arasındaki bir kelimenin, hayvana bakışta önemli bir kültürel farkın altını çizdiğine inanıyorum.

Bizim için hayvanlar hâlâ korunması gereken varlıklar. Ve bu anlayış iki açıdan oldukça sorunlu.

Birincisi koruma kavramı zıddıyla yani tehditle, tehlikeyle birlikte var. Bir başka deyişle hayvanlara yönelik tehditler o kadar çok ki korunmaları için de özel çaba sarf etmek gerekiyor. Çünkü hayvanların da en az insanlar kadar yaşama hakkı olduğunu halen anlayamamış olanlarla aynı toplumdayız ne yazık ki hâlâ… Ve bu sorunu çözemediğimiz için çareyi hayvanları korumakta arıyoruz.

İkincisi de koruma kelimesi insana hayvan karşısında bir üstünlük içeriyor. Can olarak değil sahip olduğumuz varlıklar olarak koruyoruz onları. Evimiz gibi, paramız gibi, diğer kıymetli varlıklarımız gibi koruyoruz hayvanları da. Halbuki eşitimiz olduklarını fark etmemiz lazım artık.

KORUMA AŞAMASINI GEÇMEK ZORUNDAYIZ

Geçen sene 4 Ekim vesilesiyle yazdığım yazıda, “4 Ekim Mühim Değil, Asıl 5 Ekim’i Konuşalım” demiş ve bu günün misyonunu alıntılamıştım:

“Hayvanların küresel refah standartlarının iyileştirilmesi için durumlarının düzeltilmesidir. Dünya Hayvan Günü kutlamaları hayvan refahı hareketini birleştirir, dünyayı tüm hayvanlar için daha iyi bir yer yapmak asına küresel bir güç haline getirir. Milliyet, din, inanç ve siyasi ideolojiye bakılmaksızın her ülkede farklı şekillerde kutlanır. Yükselen bilinç ve eğitim sayesinde hayvanların her zaman duyguları olan varlıklar olarak kabul edilecekleri ve refahlarına her zaman mutlak saygı gösterilecek bir dünya yaratabiliriz.”

Bu yıl üzerine bir ekleme yapmak isterim: Hayvanları koruma aşamasını artık geçmek zorundayız. Onların da duyguları olan, canı yanan, kanı akan canlılar olduklarını anlamak zorundayız. Hayvanları koruduğumuz değil, eşitimiz gibi görüp varlıklarına ve haklarına saygı duyduğumuz bir dünya için çabalamak zorundayız. Bu yılın 5 Ekim gündemi de bu olsun dilerim.

Paylaşan Petti SMITH