4 Ekim geldi çattı. 4 Ekim 2021 tarihiyle 4 Ekim 2020 tarihi arasında çok ciddi bir fark olduğunu söylemem gerekir. Ülkemizde, geçen sene bugün olan yasal düzenlemeler ile, bugün olan yasal düzenlemeler çok farklı. Umut verici. Ama yeterli mi? Asla değil.
Geçen sene bu zamanlarda 5199 sayılı mevzuat sadece bir kabahatler kanunu niteliğindeydi. Can dostlarımıza karşı yapılan her hareket çok cüzi idari para cezaları ile cezalandırılıyordu. Yeni yasal düzenlemede ise belli başlı dört suçta hapis cezası getirildi. Sıralayacak olursak:
- Kasten Öldürme
- Cinsel Saldırıda Bulunma veya Tecavüz Etme
- İşkence etme veya Acımasız ve Zalimce Muamelede Bulunma
- Dövüştürme
Yukarıdaki suçlarda üç aydan başlayan hapis cezaları getirildi. Fakat; getirilen cezaların alt sınırları çok az olduğu için bu suçlardan hüküm giymiş kimse, fiili hapis uygulanmadan işin içinden sıyrılabilecek. Yani; aldığı cezada hükmün açıklanması geri bırakılabilir ya da adli para cezasına çevrilebilir. İnsan, aldığı cezadan sonra adliyeden yürüyerek çıkıp gidebiliyorsa bu, cezanın caydırıcılığı yok demektir. Yani aslında 4 Ekim 2020 ile 2021 arasındaki fark o kadar da büyük değil. Cezaların etkisi caydırıcı olması ile yakından ilgilidir çünkü. Bu cezalar toplum için beklenen yararlı sonuçları sağlamaz.
4 EKİM 2020 – 4 EKİM 2021
İlaveten, hala sahipli-sahipsiz hayvan ayrımımız devam ediyor. Sahipli hayvana yönelik suçlarda, sahibinin şikâyeti soruşturmanın başlamasına yeterli iken; sahipsiz hayvanlara yönelik suçlarda soruşturma açılabilmesi Tarım Orman Bakanlığı il-ilçe müdürlükleri tarafından Cumhuriyet başsavcılığına yazılı başvuruda bulunulmasına bağlı. Oysa sahipsiz hayvanların da sahiplilerle aynı statüyü alması gerektiği kanaatindeyim.
Ayrıca, yeni düzenlemede sadece kediyle köpek petshopların camekanlarından kaldırılmış. Hayvan satışları ise hala yasal. Neden sadece kedi ve köpek olduğu da bir soru işareti açıkçası. Tavşan hayvan değil mi?
Düzenlemenin iyi yönlerden biri de “süs hayvanı” kelimesi kanundan çıkarılmış. Güzel haber. Süs hayvanı okuyan herkesi rahatsız etmiştir. Süs eşyası gibi. Hiçbir canlı için kullanılmamalı.
Arkadaşlar, doğadaki komşularımız olan hayvanlarla beraber yaşamayı öğrenmelisiniz. Yeryüzü sadece insanlara ait değil. Onların bir ailesi yok, akrabası yok, avukatı yok. Onların yaşam hakkını savunmak bizim görevimiz. Hayvan katillerine acımak yok. Caydırıcı olan cezalar gelene kadar biz mücadeleye devam edeceğiz. Mücadelemize bütün insanlığı gönülden davet ediyorum. Gelin doğanın bir parçası olan hayvanlarımızı beraber yaşatalım.
Sevgiyle…
Av. Saadet Bahar SİVRİ