Umarım İhtiyacımız Olmaz Ama… Melek Olan Canlara Özel Hayvan Mezarlığı

Evinde bir ya da birden fazla hayvanla yaşayanlar olarak biliyoruz ki onlar bizim ailelerimizin birer üyesi. Doğum günlerinde hep birlikte kutlama yapıyor, hastalandıklarında gecelerce başlarında beliyoruz. Ve tıpkı ailelerimizin insan üyeleri gibi patili üyeleri de bazen bizleri bu dünyada bırakıp göklerde birer melek oluyorlar. Bugün tam da böyle üzücü bir olay yaşadıktan sonra, kendisi gibi patili canını kaybedenler için bir hayvan mezarlığı oluşturan Ahmet Odabaşı’dan bahsedeceğim sana.

Ev hayvanlarına özel hayvan mezarlığı

ÖZEL HAYVAN MEZARLIĞI

Odabaşı’yı ben de Demirören Haber Ajansı’ndan İlkay Dikici ve Kubilay Özev’in imzasını taşıyan bir haber sayesinde tanıdım. Haberde okuduğuma göre, Odabaşı’nın kurmuş olduğu hayvan mezarlığı Edirne’de, kendisine ait 15 dönümlük bir arazide bulunuyor.

2010 yılında bir trafik kazası nedeniyle ölen kedisini kendi arazisine defneden Odabaşı, daha sonra kendisiyle aynı durumu yaşayan hayvan severler olduğunu ve ölen ev hayvanlarının daha sonra ziyaret edilebilecekleri bir yere defnedilmesinin bir ihtiyaç olduğunu fark ediyor.

10 yıl önce bu kurulan hayvan mezarlığı içinde kediler, köpekler, kuşlar, hamster’lar gibi birçok ev hayvanının mezarları bulunuyor.

HAYVAN MEZARLIĞI BİR İHTİYAÇTAN DOĞMUŞ

Haberde Odabaşı’nın sözlerine de yer verilmiş. Ben de oradan alıntılayayım:

“Kızım Nehir o zaman 7 yaşındaydı. Arabanın ezdiği bir kedi yavrusu buldu. Yaralıydı. O kediyi veterinere götürdük. Bütün tedavilerini yaptık. İsmini de ‘Çakır’ koyduk. Çakır’ı köye götürdük. Bir gün Çakır’ı tekrar İstanbul’a getirelim dedik. Çakır İstanbul’a alışık değildi ve evden kaçtı.”

“Evden kaçtığında tekrar bir araba kazası geçirdi. Bu sefer hayatını kaybetti. Hayatını kaybettiğinde hepimiz çok üzüldük. En güvendiğimiz yer kendi toprağımızdı. Edirne’deki alanımızdı. İstanbul’da insanların hayvanları vefat ettiğinde onları gömebilecekleri düzgün bir alanları olmadığını fark ettim. Bazı insanlar şaşkınlıktan ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Büyük bir saksı alıp çiçek saksısına hayvan gömen insanlar da var. Toprak yok İstanbul’da.”

“Hayvanlardaki defin işlemi aynı insanlardaki gibi yapılıyor. Yaklaşık 1 metre derinliğinde bir mezar yeri hazırlanıyor. Uygun beze sarıldıktan sonra defin işlemi gerçekleşiyor. 15 dönüm arazi var. Şu anda orada bize emanet edilen 250 canımız var. Ben de onlara orada sahip çıkıyorum.”

“Telefonla bana ulaştıklarında vefat eden hayvanın nerede olduğunu, cinsinin ne olduğunu öğrenip ona göre malzemelerimi hazırladıktan sonra gerekli kefen bezi, onu taşıyıcı kutu ve buz aküleri ile uygun şekilde taşıyoruz. Edirne’ye gittiğinde de mezar yerleri hazır oluyor. Hazır mezara defin işlemi yapılıyor. Kedi, köpek ağırlıklı; papağan, hamster tarzı hayvanların mezarları da var.”

UMARIM HİÇ İHTİYACIMIZ OLMAZ AMA…

Odabaşı’nın bir hayvan sever olarak kendi acısından yola çıkarak böyle bir işe başlamış olması çok kıymetli. Oradaki canları sahip çıkılacak bir emanet olarak görmesi de çok güzel. Umuyorum hiçbirimiz bir gün böyle bir hizmeti kullanmak zorunda kalmayız ama kendi adıma konuşayım, olur da kullanırsam patili canımızın emin ellerde olduğunu bilmek acımı az da olsa hafifletebilirdi.

Ahmet Odabaşı’nın hikayesini okurken, ona benzer bir deneyim nedeniyle pet taksi hizmetine başlayan Dilşat Akcan’ı hatırladım. Onunla da birkaç hafta önce yine bu köşede tanışmıştık. Merak edersen o yazıyı da buraya bırakıyor, sana ve pet’ine birlikte uzun ve mutlu bir ömür diliyorum.

Paylaşan Petti SMITH