Pet ile Yaşam Danışmanı, Uzman Psikolog Aylin Eke ile Konuştuk

Evcil hayvanlarla hayatımızı paylaşırken gözden kaçırdığımız pek çok detayı ve güzelliği hatırlamaya ne dersiniz? Sizi Uzman Psikolog Aylin Eke ile tanıştırmak isteriz. Kendisi aynı zamanda bir “Pet ile Yaşam Danışmanı”. Merak ettiğimiz her şeyi sorduk. Ortaya çok keyifli bir sohbet çıktı. İyi okumalar! :)

evcil hayvan psikolog

Sizi biraz yakından tanıyabilir miyiz?

Merhabalar, ben Aylin Eke, uzman psikolog olarak çocuk ve evcil hayvanlarla ilgili çalışmalar yürütüyorum. Aynı zamanda seminerler verip eğitimlere katılıyorum. Lisans eğitimimi FMV Işık Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde, yüksek lisansımı da Maltepe Üniversitesi Gelişim Psikolojisi alanında tamamladım. Çocukluğumdan beri hayvanlarla iç içe bir yaşantım var.

Gelişim alanında Uzman Psikolog olarak yolunuz evcil hayvanlarla nasıl kesişti? Bir “Pet’le yaşam danışmanı” neler yapar?

Uzun yıllardır evcil hayvanlarla birlikte yaşıyorum. Lisans eğitimi boyunca davranışlarla ilgili çalışırken hayvan davranışları ve psikolojisi üzerine aslında emeklediğimizi fark ettim ve bu alanda farkındalığı arttırmak istedim. İlk köpeğim Maya sayesinde çocukluk dönemimde yaşadığım pek çok anıya ek olarak şu an köpeğim Safran ve kedilerimle birlikte anılar biriktirmeye devam ediyoruz. 🙂 Pet ile yaşam danışmanı derken aslında evcil hayvanı kastediyoruz. Yani biraz daha açacak olursak; ev ve aile köpekleri ile ortak yaşam konusunda danışmanlıktan bahsetmekteyim. Bireyin kendinden başka bir canlı ile hayatı paylaşırken destek alabileceğini, kendini yalnız hissetmemesi onun için oldukça önemlidir. Bireyin bir köpekle veya kedi ile yaşamaya ne kadar uygun bir hayat düzeni var, eve yeni bir üye geldiğinde nasıl davranılmalı, köpeğin fiziksel ve mental ihtiyaçları gerçekten yeterli derecede karşılanıyor mu? gibi konularda uzman olarak bireylere evcil hayvanları ile ortak yaşam konusunda destek olmaktayım.

evcil hayvan psikolog

Danışanlarınız en çok hangi konularda sizden desteğe ihtiyaç duyuyorlar? Evcil hayvan ebeveynlerinin yaşadıkları genel zorluklar konusunda gözlemleriniz neler?

Eve yeni bir üye (bebek, bir başka köpek veya kedi) gelme durumunda, birlikte yeni bir başlangıç yaptıkları köpeğin beden dilini doğru okuyabilme, öğrenme süreçlerini etkili sürdürebilme, tuvalet alışkanlığı edindirme konuları temelde desteğe ihtiyaç duyulan konulardan birkaçı.
Evde eğer küçük çocuk varsa, evcil hayvan sahibinin dengeyi kurabilmesi oldukça kıymetli. Bu konuda da dönem dönem özellikle de ebeveynlerin baş edebilme becerilerinin güçlenmesi gerekiyor. Çocuk ve köpek gelişimi birbirine oldukça benzemektedir, her iki canlı için de net ve tutarlı olmak; güvenli alan çizerek sınırları öğretmek özgüveni geliştirmek adına çok kıymetlidir. Bağımlı değil bağlı ilişkilerin temeli net ve tutarlı olmaktan geçer ve bu hem insan hem de köpek için geçerlidir.

Bir Köpeğin Gözünde Kendinizi Fark ettiğiniz Zaman Bir Şeyler Değişiyor

Evcil hayvan ebeveynleri, evcil hayvanlarıyla kurdukları ilişkide koşulsuz sevgi, aidiyet hissi, güven gibi bir çok duyguyu deneyimleyebiliyorlar. Siz aradaki bağı nasıl değerlendirirsiniz?  Evcil hayvanlarımız hayatlarımıza neler katıyor?

Dediğinize hem kendi açımdan hem de gözlemlediğim kadarıyla sonuna kadar katılıyorum. Evcil hayvanla yaşamak bireylerde psikolojik iyi oluşu kuvvetlendiren çok önemli etkenlerden birisi. Gerçekten bir köpeğin gözünde kendinizi fark ettiğiniz zaman bir şeyler değişiyor. Kendinize olan bakışınız, etrafı anlamlandırma süreciniz, empati kurma ve iletişim kurma becerilerinin güçlenmesini de unutmamak gerek. Ayrıca kedilerin çıkardığı mırlama titreşimlerinin de kardiyovasküler sistemimiz üzerinde sakinleştirici etkisi olduğu araştırmalarca kanıtlanmış sonuçlardan bir tanesi.

İnsanlarla bağ kurma biçimimiz hayvanlarla bağ kurma biçimimizi sizce ne kadar yansıtıyor?

Aslında düşündüğümüzden daha da derin bir anlamı var bu bağlanma süreçlerinin. Sosyal bir canlı olarak iletişim içerisinde olmak kendimizi gerçekleştirme adına hem bizler hem de hayvanlar adına önemli bir adımdır. Dolayısıyla, insanın hayvanla ilişkisi bir nevi kendine yaptığı bir yatırım olarak değerlendirilebilir. Aynı dili konuşmadan kendini anlatırken karşındakini de anlayabilmek için ilk önce o güven duygusuna ihtiyacımız var, sonraki adım da sevgi bağını güçlendirmek.

Evcil hayvanlarla dostluk kurmanın çocukların psikososyal gelişim süreçlerine de oldukça olumlu etkileri olduğu söyleniyor. Bu konuda sizin yorumlarınızı dinlemek isteriz.

Çocuk psikolojisi, gelişim psikolojisi ve sosyal psikoloji başta olmak üzere, ilgili alanyazın tarandığında evcil hayvanların çocukların psikososyal gelişimlerine olumlu etki ettiğine dair pek çok araştırma sonucu bulabilmekteyiz. Sorumluluk bilinci, paylaşabilme, empati kurma ve sosyal iletişim becerileri, problem çözme becerilerinin çocukların gelişimine katkısının oldukça büyük olduğunu söyleyebilmekteyiz.

Hayvanlar Dış Görünüşünüzle İlgilenmezler ve Sizi Olduğunuz Gibi Kabul Ederler

Anksiyete ve depresyon gibi içinde bulunduğumuz çağda oldukça yaygın görülen bozukluklarla mücadelede evcil hayvanların etkilerini nasıl değerlendirirsiniz?

Özellikle köpekler başta olmak üzere hayvanlar dış görünüş ile ilgilenmezler ve sizi olduğunuz gibi kabul ederler. Sizi karşılıksız ve koşulsuz seven bir canlının desteğini her daim hissedebilmek, zorlandığınız anlarda size destek olmaktadır. Kurduğunuz iletişimin temeli ne kadar sağlam olursa aranızdaki bağ da o derece güçlü olacaktır. Dolasıyla, baş etmekte zorlandığımız zamanlarda evcil hayvanlarımızdan destek görmenin olumlu etkisi olduğunu söyleyebiliriz.

Hayvanlardan korkan kişilere herhangi bir öneriniz olur mu?

Elbette. En başta şunu belirtmek isterim ki; herkes evcil hayvan sevmek zorunda değil AMA saygı duymak zorunda, zorundayız. Hep birlikte yaşadığımız ortak bir dünya, ortak yaşam alanımız var. Hayvanlara yönelik korkunuz normal yaşam kalitenizi oldukça olumsuz etkiliyor. Siz de hayvanlara yönelik korkunuzu azaltmak istiyorsanız, profesyonel destek alarak işe koyulabilir; kendiniz için çok değerli bir adım atabilirsiniz.

 

evcil hayvan psikolog

 

Biz heymypet olarak evcil dostlarımızı kadar sokaklardaki sahipsiz dostlarımızı da sıklıkla hatırlamaya ve hatırlatmaya çalışıyoruz. Herhangi bir sebepten evini bir evcil hayvanla paylaşamayan okurlarımız için sokaktaki canlarla bağ kurmanın da ruhlarına iyi geleceğine inanıyoruz. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

Bir önceki cevabımda dediğim gibi, ortak yaşadığımız bir dünyamız var ve hepimizin yaşam hakkı var. En başta yaşam hakkına saygı duymak zorundayız. Tabi ki herkes herhangi bir sebepten ötürü evinde bakamayabilir ancak saygı duymak için illa aynı çatı altında olmamız gerekmiyor. Bir kap su bir kap mama koyarak bahçemizde de sokağımızdaki güvenli yerlerde de bakabilir, o bağı kurabiliriz. Yeter ki isteyelim! 🐾   ❤

Şiddet Şiddeti Doğurur ve Şiddet Öğrenilen Bir Davranıştır

Sizi bulmuşken ülkemizin kanayan yaralarından birine parmak basmazsak olmaz. Hayvanlara yönelik şiddetle mücadelede hala biz hayvanseverlerin istediği noktaya gelemedik. Hayvana şiddetin psikolojisi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Şiddet, doğuştan gelmez öğrenilen bir davranıştır. Hayvana uygulanan şiddet, sonrasında insana uygulanan şiddet (çocuk-kadın-yaşlı-engelli) şeklinde patolojik bir eğilim sergilemektedir. Dünyada ve ülkemizdeki birçok seri katilin geçmişi, hayvana yönelik şiddet örnekleriyle doludur. Uzmanlar; hayvanlara bilinçli olarak kötü davranan, zarar veren çocuklara, özellikle dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor. Tabii ki, bunların hepsi potansiyel katiller değil. Ancak okul arkadaşlarına veya ailelerine ölümcül zarar veren gençlerin, öncesinde hayvanlara kötü davrandıkları aileleri ve öğretmenlerince bilinen gerçekler. Tekrar değinmek isterim ki, şiddet şiddeti doğurur ve öğrenilen bir davranıştır.

Her evcil hayvan sahibinin korkuyla beklediği üzücü son: evcil hayvanının kaybı. Bu acıyı yaşamaktan korkan, ya da bu konuda yarası taze okurlarımıza söylemek istediğiniz bir şey var mı? Evcil hayvanını kaybeden bireylerin yas ve iyileşme süreçlerine dair yorum ve önerilerinizi duymak isteriz.

Gerçekten her evcil hayvan sahibinin korkuyla beklediği durumlardan bir tanesi de evcil hayvan kaybı. Tıpkı sevdiği birini kaybetmek gibi değerlendirilmektedir evcil hayvan kaybı ve yas süreci de bu şekilde devam etmektedir.

Yas süreci ve sürecin sırası kişiden kişiye göre değişkenlik gösterse de, dört temel evreden oluşmaktadır:

1.evre- İnkar: Bu evrede kişi ölümün gerçekliğini kavramakta zorlanır. Yaşadıkları karşısında şaşkın, donuk, tepkisiz olabilir, boşluk ve gerçek dışılık duyguları yaşayabilir.
2.evre- Çaresizlik: Kişi kaybın acısını giderek daha fazla hisseder, yoğun üzüntü ve özlem duyguları yaşar, ölen kişiyi arar, ağlamalar olur. Öfke, huzursuzluk, korku ve heyecan, konsantrasyon güçlüğü, ilgi duyulan ve keyif alınan şeylere yönelik isteksizlik görülebilir.
3.evre- Depresyon: Kaybın geri dönmeyeceği gerçeğinin giderek fark edilmesiyle ümitsizlik ve çaresizlik duyguları ortaya çıkar, buna bağlı olarak yorgunluk-bitkinlik, isteksizlik ve ilgi kaybı ön planda olabilir.
4.evre- Kabullenme: Ölüm/kayıp gerçeği bu aşamada kabullenildiği gözlemlenmektedir. Yas tepkilerinin yoğunluğunda azalmalar görülür. Kişi kayıp öncesi yaşamına adapte olmaya başlar.

Sosyal destek ve aile desteği çok önemli. Onları daha çok üzmekten veya zayıf görünmekten korkmayın. Sizi anlamayacaklarını düşünerek çevrenizden uzaklaşmayın. Konuşarak duygularınızı ifade etmekte zorlanıyorsanız yazmayı ya da çizerek anlatmayı deneyin.

Yaşadığınız tepkileri ve duyguları kabul edin ve ifade etmeye çalışın. Yas tutmaya izin verin, kendinize zaman tanıyın ve bu süreçte duygularınızı engellemeye çalışmayın. Yasın bir süreç olduğu unutmayın, her şeyin bir anda düzelmesini beklemeyin. Gerektiğinde bir uzmandan destek alın. Bu güzel röportaj için çok teşekkür ederim.

Paylaşan heymypet