Shelby Deering ve Ginger’ın umut, sevgi ve minnet içeren hikayesini, “köpeğimin korkutucu hastalığı ve ondan öğrendiklerim”i yorum yapmadan olduğu gibi aktarıyoruz sana.
”Ona hazırladığım yemek, mama kabının içinde soğumuş ve el sürülmemiş bir şekilde duruyordu.
Aynı şey dünkü hindi etine, ondan önceki hamburger köftesine ve hatta onun olmazsa olmazı sıcak ve çıtır çıtır domuz pastırmasının da başına geldi.
Corgi cinsi köpeğimizin yemek reddettiğine hiç rastlamamıştık. Bu yüzden Ginger yemek yemeyi bıraktığında şok olduk. Sanki bir çitanın koşmayı reddetmesi ya da bir balığın yüzmemeyi tercih etmesi gibiydi. Eşi benzeri olmayan iştahı ile nam salan Ginger, yemeği görmezden gelince içimi bir korku sardı.
Geçen sonbahar başladı her şey. Her gün bizi kapıda karşılayan patili dostum, artık yanımıza bile gelmiyordu. Hatta kafasını yerden kaldırıp suratımıza bakamayacak hale gelmişti.
Bu tuhaf semptomlarla ikinci gün de karşılaşınca, onu hızlıca veteriner hekime götürdük. İdrar yolu iltihabı? Hayır. Böbreklerde mi sorun var? Maalesef. Daha birçok testten geçti Ginger. Bu testler yüzünden daha da yoruldu. Nihayet, sorunu tespit edebildik. Sorun, karaciğerde görülen nadir bir hastalıktan kaynaklanıyordu. Hatta veteriner hekime göre bu hastalık, Corgi cinsi köpeklerde çok daha nadir ortaya çıkıyordu.
“KÖPEĞİMİN KORKUTUCU HASTALIĞI BİZİ YILDIRMADI”
Çocuğu olmayan bir çift olarak, başta çok korktuk. Köpeğimizin bu süreci atlayıp atlatamayacağını ciddi ciddi düşünmeye başladık. Fakat fark ettik ki, köpeğimin korkutucu hastalığı biz ne düşünürsek düşünelim bir yere gitmiyordu. Biz de hızlıca harekete geçtik. Bu hastalığın bizi yıldırmasına izin vermedik ve dünya çapında bu hastalıkla en iyi mücadele eden doktorlara ulaştık.
Süreç çok zorluydu. Karnına bir tüp açtılar ve onu o tüp aracılığıyla kendi ellerimizle besliyorduk. Mamasını sıvı hale getirip tüp aracılığıyla doğrudan midesine gönderiyorduk. Canını yakmaktan ya da tüpün yerinden oynamasından o kadar korkuyorduk ki! Yine de yılmayarak, nefesimizi tuta tuta devam ettik.
Biz devam ettikçe, köpeğimiz bize adım adım geri dönmeye başladı. O “ilk” anları hiçbir zaman unutmayacağım. İlk defa tekrar bir oyuncakla oynadığı, ilk defa kendi kendine yemek yediği anları… Bir yıl geçti, ve bizim minicik Corgi’miz tekrar kendine geldi. Tüm bu süreç, bende olduğunu fark etmediğim bir yanımı gösterdi bana. Tahmin ettiğimden çok daha güçlü, çok daha dirençli ve sevgi dolu biriymişim, bunu gördüm. Vazgeçerdim, pes ederdim, korkar ve kaçardım her şeyden. Ancak istediğim vakit ne kadar cesur ve istikrarlı olabileceğimi gördüm.
Sevdiğin bir canlı için mücadele etmek, bambaşka bir şey. Artık zihinsel olarak daha kuvvetliyim ve kendime çok daha fazla güveniyorum.
Köpeğim ve köpeğimin korkutucu hastalığı bana bunları öğretti işte. İkisine de teşekkürler.”
Bize birçok şey öğreten hayvanlara dair başka bir yazı okumak istiyorsan, bu yazımızı öneririz.