heymypet
Kediler, bağımsız ve mesafeli doğalarıyla ünlü canlılar. Ancak yeni bir çalışma, en soğuk kedinin bile kalbine giden yolu bulmamızı sağlıyor. Bize kalırsa kedisiyle arası muhteşem olan ebeveyn bile arasının daha da iyi olmasını ister. Biz şahsen isteriz! Öyleyse, araştırmanın detaylarını ele alıp, kedinin seni sevmesini nasıl sağlayacağını konuşalım.
Paris Nanterre Üniversitesi’nden bilim insanları, kediciklerin serbestçe dolaştığı ve müşterilere yaklaşabildiği bir “kedi kafesinde” oturup onları kazanmanın farklı yollarını denedi. Kedilerin yabancı insanlara, ellerini uzatırken isimlerini söylemek gibi sesli ve görsel ipuçlarını birlikte sunduklarında en hızlı tepki verdiklerini buldular. Ancak insan, hayvanları tamamen görmezden geldiği zaman kuyruğunu sallama olasılığı daha yüksek bir hal aldı. Bu demek oluyor ki, hayal kırıklığı veya ajitasyon işareti. Yani kediler onlarla ilgilenmezsek hayal kırıklığına uğruyor…
Araştırmacılar, insan – kedi ilişkilerinin kalitesini ve kedi refahını iyileştirmek için bu yola çıkmış.Yine aynı araştırmacılara göre; insanlar, kedilerle, özellikle bilinmeyen kişilerle etkileşim kurarken uygun görsel iletişim ipuçlarını kullanmaya teşvik edilmeli. Sonuçta kediler, evcilleştirilmeleri yoluyla insan sinyallerini yorumlama ve bunlara yanıt verme yeteneğini geliştiren canlılar.
Son zamanlarda yapılan araştırmalar, sahiplerinin kendileriyle doğrudan konuşurken sesini tanıyabildiklerini ve ayrıca yavaşça göz kırpmayı bir gülümseme olarak görebildiklerini de buldu.
Bununla birlikte, yeni çalışmanın yazarlarına göre, insandan kediye etkileşimlere ilişkin araştırmalar sınırlı sayıda. Dolayısıyla bu araştırma büyük önem arz ediyor.
Araştırmanın Detayları
Animals’da yayınlanan araştırmaları için ekip, kedilerin insan ipuçlarına karşı ne kadar hassas olduğunu ve nasıl tepki verdiklerini öğrenmek istiyor.
Çalışma için Fransa’daki Bordeaux ve Toulouse’daki iki kedi kafesinden birinde en az üç yıl yaşamış olan 12 kediyi incelemeye aldılar.
Kediler, sahipleri ile birlikte daha önce hiç karşılaşmadıkları bir araştırmacının beklediği sessiz bir odaya teker teker götürüldü.
10 saniye sonra araştırmacı kedilere bazı sinyaller verdi; görsel bir sinyal, sesli sinyal, aynı anda hem görsel hem de sesli bir sinyal (bimodal) veya sıfır sinyal.
Görsel işaretlere örnek olarak elini uzatmak ve yavaşça göz kırpmak verilirken, sesli işaretlere örnek olarak kedinin adını seslenmek veya Fransızların kedi çağırmak için yaygın olarak kullandıkları ‘pff pff’ sesini çıkarmaları önerildi.
Kedinin araştırmacının 10 cm yakınına gelmesi için geçen süre ve ses çıkararak, göz kırparak veya kuyruğunu sallayarak nasıl tepki verdiği kaydedildi. Kaydedilen verilere göre kediler, biraz zaman geçtikten sonra kişiye yaklaşırsa daha çok ilgi duyduğunu gösteriyor. İlk etapta çekici gelmemesinin sebebi, göz teması kurmadan kedileri kendilerine çekmenin yeterli olmaması. Çünkü kediler, göz teması ile birlikte çağırılmaya alışık.
Ek olarak, kedilerin verdiği tüm farklı tepkiler arasında yalnızca kuyruk sallamanın verilen insan iletişim sinyalinin türünden önemli ölçüde etkilendiği bulundu. Sinyal verilmediği zaman, görsel veya çift modlu bir sinyal verildiğinden çok daha fazla kuyruklarını salladılar.
Araştırmanın sonucuna göre, tıpkı bizler gibi görmezden gelme davranışı kedilerin de canını sıkıyor. Oysa bize sorsalar kediler kendi halinde takılmayı sevdiği için pek de umrunda değil derdik. Yani kedinle arandaki bağı güçlendirmenin yolu; onunla daha yakından ilgilenmek. Onun sana verdiği sinyalleri doğru yorumlamak ve sevgini hissettirmek. Kedinin verdiği vücut sinyallerini daha doğru algılaman için sana daha önce derlediğimiz bir başka yazımızı aşağıda iletiyor olacağız. Umarız işine yarar ve kedinin seninle arandaki bağı güçlenir!
