Anjali Goswami de bizim gibi kedilerin mükemmel olduğunu düşünüyor. Evet, hepimiz onunla hemfikiriz tabii ki ama, o sıradan bir kedisever değil. Güzelliklerine, atletikliklerine ve bağımsız ruhlarına hayranlık duyuyor bizler gibi, ama bilimsel bir bakış açısından.
Goswami, Londra’daki Doğa Tarihi Müzesi’nde omurgalı hayvanlarda zaman içinde büyük ölçekli evrim kalıplarını inceleyen bir evrimsel biyolog. Kedilerin (tekirlerden kaplanlara kadar) evrimin özünde yer alan canlılar olduğunu iddia ediyor. Açıklamaları, kedileri ve evrimsel başarının anlamını büyüleyici yeni bir ışık altında ortaya koyuyor.
Kate Wong’un scientificamerican.com için yaptığı röportajda bize neden böyle düşündüğünü detaylıca açıklıyor:
Kedilerin mükemmel olduğuna dair argümanınıza ilk rastladığımda, bir kedi hayranı olarak ilk düşüncem “Elbette öyleler. Bilim apaçık bunı doğruluyor.” oldu. Ama sonra bunun gerçekten ilginç bir fikir olduğunu fark ettim. Nasıl ortaya çıktı?
Alex Dehgan’ın Kar Leoparı Projesi adlı kitabını okuyordum. Dehgan, Afganistan’da bir milli park kurduğu bu bölgede birkaç kedi türü olduğundan bahsediyordu. Bunu oldukça şaşırtıcı buldum çünkü ekolojik olarak tüm kediler aynı şeyi yapıyor. Hem sert yırtıcılar hem de etoburlar. Ve dünyanın dört bir yanında birden fazla kedi türünün bir arada yaşayabildiği birçok yer var – sadece bugün değil, eski zamanlarda da. Mesele şu ki, birçok tür olmasına rağmen hepsi bir şekilde aynı görünüyor. Sadece büyük ya da küçükler. Kedilerin nasıl bu kadar benzer olabildiğini düşünmeye başladım.
Bu benzerliği biraz daha açar mısınız? Tüm evcil kedi ırklarını düşündüğümüzde, sadece o tür içinde bile çok fazla çeşitlilik var gibi görünüyor.
Elbette farklı kürk renkleri var. Ama hepsinin aynı kafaları var – yuvarlak ve hayvan olgunlaştıkça uzamıyor, bu da memeliler için standart gelişim örüntüsünün tersi aslında. Köpekler yavruyken kısa, yuvarlak yüzlere sahipken yetişkin olduklarında uzun, burunlu yüzlere sahip olurlar. Yetişkin bir kedi, bebek bir kediye çok benzer ama daha büyüktür. Köpeklerde, yetiştiriciler farklı yüz şekillerine sahip ırklar yaratmak için bu gelişimsel çeşitliliği kullanırlar. Ama kedilerde bu gelişimsel çeşitlilik olmadığı için kürk renginden başka oynayacak pek bir şey yoktur.
Bütün bunlar kedilerin son derece uzmanlaşmış olduğu gerçeğine dayanıyor. Kediler ve köpekleri içeren etçiller olarak bilinen memeliler takımının her üyesinin, eti dilimleyen dilimleyici çift dediğimiz şeyi oluşturan üst dördüncü küçük azı dişi ve alt birinci azı dişi vardır. Birçok etçiller, bitki örtüsü gibi şeyleri öğütebilen dilimleyici çiftin arkasında azı dişlerini korur. Ancak kediler dilimleyici dişlerinin arkasında hemen hemen her şeylerini kaybetmişlerdir. Bir kesici diş, bir köpek dişi olabilir, ancak bu dişler bir şeyleri işleyemez. Bu fark, tilkilerin çöp karıştırmaktan son derece mutlu olmasının, leoparların ise bunun yerine çiftlik hayvanlarını öldürmesinin nedenidir.
Küçük Bengal kedileri, devasa aslanlar veya kaplanlar olmaları önemli değil; temelde aynı görüneceklerdir. Bana bir aslan veya kaplan kafatası verirseniz, genel olarak etçiller konusunda oldukça sağlam bir uzman olan biri olarak, hangisi olduğunu söyleyemem. Çoğu insan da söylemekte zorlanır. Neredeyse aynı görünüyorlar. Kediler işte bu kadar benzerdir. Gerçekten büyürlerse, çok az miktarda allometri [boyutun bir sonucu olarak bir vücut parçasında orantısız değişim] vardır. Yüzde küçük bir uzama ve kas kütlesinde bir artış. Ancak bu çeşitlilik, köpekler gibi diğer gruplarda gördüğünüzle karşılaştırıldığında hiçbir şeydir. Sonuç olarak büyük kediler küçük kedilere gerçekten benzerdir, tahmin edebileceğinizden çok daha fazla.
Peki bunun mükemmel olmakla ne alakası var?
Kediler bir şeyi o kadar iyi başarmışlardır ki hepsi bunu yapar ve sadece biraz farklı boyutlara ulaşırlar. Bu yüzden evrimsel olarak mükemmeldirler. Çeşitliliğe ihtiyaçları yoktur. Büyüyebilir veya küçülebilirler, ancak başka hiçbir şeyi değiştirmezler. Her işi yapabilen canlılar değillerdir; bir işte ustadırlar.
Ayılar anti-kedilerdir. Sadece birkaç ayı türü vardır ve farklı şeyler yaparlar. Temelde sadece bambu yiyen, aşırı uzmanlaşmış, tuhaf bir otçul olan dev pandanız vardır. Sonra da meyveleri ve bromeliaları tercih eden gözlüklü ayılarınız vardır. Hiper etçil deniz memelileri olan kutup ayılarınız ve hepçil kara ayılar ve boz ayılar vardır. Sonra da çoğunlukla sosyal böcekler yiyen tembel ayılar vardır. Yani neredeyse her ayı türü tamamen farklı bir şey yapar. Ve bunların hepsinde fena değiller [gülüyor]. Ayıları gerçekten çok seviyorum çünkü şeylerin zıt tarafı bu. İlginçler çünkü ekolojik olarak çok çeşitliler.
İnsanlar genellikle bir grubun çeşitliliğinden başarının bir işareti olarak bahsederler. Ama siz kedi türlerinin aynı olmasının, çeşitlilik eksikliğinin, evrimsel olarak başarılı veya “mükemmel” olduklarını gösterdiğini söylüyorsunuz.
Kediler evrimsel biyolojideki standart önyargılara meydan okuyor. İnsanlar bana, “Ya yarasalar ne olacak? Kemirgenler ne olacak? Bu gruplarda her türlü şeyi yapan çok sayıda tür var.” dediler. Ben de, “Evet, çünkü berbatlar.” dedim. Hiçbir şeyi iyi yapmayı çözemediler, bu yüzden farklı şeyler denemeye devam ediyorlar. Oysa ki kediler öyle mi?