KAN PAPAĞANI CİKLETİ
Kan papağanı cikleti doğada bulunan bir balık türü değil, insanların girişimleriyle ortaya çıkmış yapay bir tür. Midas cikleti ve ateş kafa cikletinin çaprazlanması sonucu dünyaya geldiği düşünülüyor.
Melez olması bazı genetik zayıflıkları ve doğum kusurlarını beraberinde getiriyor. En belirgin kusurlardan biri ağız yapıları; bu balıkların ağızları hiçbir zaman tam olarak kapanmıyor. Ağızlarını tam kapatamadıkları için beslenmekte zorlandıkları gibi herhangi bir çatışma durumunda diğer balıklara ısırıkları ile zarar vermeleri mümkün değil. Bu nedenle sadece dudaklarıyla diğer balıkları ittirebiliyorlar.
Genetik bozukluklarından bir diğeri kusurlu yüzme keseleri, bu nedenle diğer balıklardan daha farklı ve daha zayıf bir biçimde yüzebiliyorlar. Yüzme keselerinin fazla genişlemesi ve dengesiz olması diğer balıklar karşısında dezavantajlı olmalarına yol açıyor. Yüzme keselerinin yanı sıra omurgalarının eğimli ve sıkışık olması da vücutlarında kemerli bir görünüme sebep oluyor.
KAN PAPAĞANI CİKLETİ AGRESİF MİDİR?
Belki de ruhumuzu dinlendirmesi için terapi amaçlı kurduğumuz bir akvaryumda seçtiğimiz balıklar arasında yer alabilecek kan papağanının agresif olup olmama konusuna gelirsek… Genel olarak kan papağanı cikletleri nadiren agresif davranışlar gösteren sakin ve dingin balıklar. Aynı mizaçlı melez olması bazı genetik zayıflıkları ve doğum kusurlarını beraberinde getiriyor. En belirgin kusurlardan biri ağız yapıları; bu balıkların ağızları hiçbir zaman tam olarak kapanmıyor. Ağızlarını tam kapatamadıkları için beslenmekte zorlandıkları gibi herhangi bir çatışma durumunda diğer balıklara ısırıkları ile zarar vermeleri mümkün değil. Bu nedenle sadece dudaklarıyla diğer balıkları ittirebiliyorlar.
Genetik bozukluklarından bir diğeri kusurlu yüzme keseleri, bu nedenle diğer balıklardan daha farklı ve daha zayıf bir biçimde yüzebiliyorlar. Yüzme keselerinin fazla genişlemesi ve dengesiz olması diğer balıklar karşısında dezavantajlı olmalarına yol açıyor. Yüzme keselerinin yanı sıra omurgalarının eğimli ve sıkışık olması da vücutlarında kemerli bir görünüme sebep oluyor.alıklarla kavga etmeden geçinip gidiyorlar. Ancak asıl sorun bu balıkların agresif oldukları gerekçesiyle diğer agresif balıklarla aynı akvaryuma koyulmasından kaynaklanıyor.
Yukarıda da dediğimiz gibi, genetik kusurları kan papağanı cikletinin fiziksel gücünü kısıtladığından diğer balıklarla çatışmalarında dezavantajlı bir konumda yer almasına neden oluyor. Kan papağanı cikleti akvaryumda sorun çıkarsa bile kendi boyundaki balıklara zarar vermesi neredeyse imkansız. Dolayısıyla diğer agresif balıklarla girdiği bir kavgada kaybeden taraf olması neredeyse kesin gibi. Üstelik yüzme kabiliyeti de düşük olduğu için diğer agresif balıklar tarafından kolayca yakalanacak ve kusurlu ağzı kendini savunmak için yetersiz kalacak.
KAN PAPAĞANI CİKLETLERİ NEDEN KAVGA EDER?
Kan papağanı cikleti oldukça zeki ve insan dostu bir balık. Görme yetisi oldukça iyi ve bizim dünyamızda olup bitenlere, akvaryumdaki dünyadan daha fazla ilgi gösterebiliyor. Bazı kan papağanı cikletleri farklı insanları ayırt edebiliyor ve sahiplerini tanıyor.
Dış dünyaya olan ilgilerinin yanı sıra, bu balıklar akvaryumdaki sosyal düzenin de bir parçası; kavgaların nedeni de aslında bu. İki kan papağanı cikletini birbirlerini dudaklarıyla iterken veya kavga ederken görürsen akvaryumda bir bölgesel hakimiyet kurma mücadelesi yaşandığını anlamalısın.
Bu kavgalar herhangi bir zarara nadiren yol açıyor, ancak iri kan papağanı cikletini zorbalığı ileri götürdüğü takdirde izlemeye almalısın. Çoğunlukla iki kan papağanı cikletinin kavgaları birbirini kovalamayla başlar, dudaklarıya itmeyle devam eder ve karşılıklı pes etmeyle sonuçlanır. Ancak aralarında bir eşitsizlik varsa küçük olanı izole etmelisin.
Kan papağanı cikleti de diğer çoğu balık gibi, ağzına sığabilecek diğer küçük balıkları yiyebilir. O nedenle diğer küçük balıklarla aynı akvaryuma koymamalısın. Bunun bir saldırganlık değil, yalnızca doğal bir beslenme davranışı olduğunu unutma.
Son olarak bunun doğal bir tür olmadığını ve insan eliyle üretimi sonucu bazı kusurlarla dünyaya geldiğini ve diğer türlerle mücadelesinde zorlandığını bir kez daha hatırlatalım. Böyle yapay türler yerine doğal yolla üreyen balıkları sahiplenmeyi tercih etmen, daha fazla canlının acı çekmesini önleyecektir.