BİR GÜVERCİN SEVDASI
Güvercin beslemek bana ailemden aşina olduğum bir durum. Dayım Üniversiteyi bitirip memlekete dönünce tekrar güvercin beslemeye başladı. Ben o sıralar ilkokul 4. sınıftaydım. Her sabah saat 09:00 gibi güvercinleri görmek için dayımlara giderdim. Güvercinler bahçede güneşlenirken oturum onları saatlerce izlerdim.
Dayım kahvaltısını yaparken bir yanda radyo da hep açık olurdu. Yıllarca ben de böylece radyo oyunları dinlemiş oldum. Tabii ki dayımın dinlediği Ruhi Su ve Ahmet Kaya müzikleri de bu yolla yıllarca benliğime işledi. Yıllar sonra Üniversiteye gidince Ruhi Su ve Ahmet Kaya müziklerine olan sevgimin çocukluk yıllarından kök saldığını anlamıştım. Odamda Ruhi Su ve Ahmet Kaya dinlerken gözümün önünde hep dayımın güvercinleri canlanıyordu.
Dayımın güvercinlerini izlemeye gitmem bir kaç yıl daha devam etti. Sonra dayım askere gidince bana iki çift güvercin hediye etti. Onlardan bir çift çok değerliydi. Ben de dayımdan hediye güvercinlerle tekrar güvercin beslemeye başlamıştım. Ortaokula gidiyordum derslerim de fena değildi ama aklım hep güvercinlerdeydi. Fakat bu mutlululuğum maalesef çok uzun sürmedi ve tüm güvercincilerin yaşadığı o kahredici derin acıyı bir kez daha yaşadım; Güvercinlerimi yine çaldılar. Yaklaşık 30 yıl geçmesine rağmen, özellikle dayımın hediye ettiği o çok değerli çiftin çalınması bugün hala canımı acıtmaktadır.
Güvercinlerimin tekrar çalınması üzerine ve o güzel güvercinlerin yerini bir iki denememe rağmen dolduramayınca güvercin beslemeyi bıraktım. Fakat güvercin sevdası bende hep devam etti. Yıllar sonra (yaklaşık 25 yıl) bahçeli bir evim olunca ilk işim güvercin beslemek oldu. Türkiye’nin çeşitli yerlerinden güzel güzel güvercinler aldım. Her akşam eve girmeden önce mutlaka güvercinlere bakıyordum. Haftasonları ise onları bahçede onları izlemek çok keyifliydi. Bu da çok uzun sürmedi ve güvercinlerimin bir bölümü yine çalındı. Ama bu defa güvercin beslemeye küsmedim ve beslemeye devam ettim.
Bugünlerde apartmana taşınmak zorunda kaldığım için güvercinlerimi arkadaşlarıma hediye ettim. Arada bir gün fırsat olunca onları izlemeye gidiyorum. Onları izlerken başka bir dünyada gibi hissediyorum. Umarım bu muhteşem duyguyu hiç kaybetmem.
Dr. Emrah Özbay