ÖYKÜMÜZÜN SON PERDESİ
KENNEL COUGH (Barınak Öksürüğü ) olarak da geçen bu hastalık halk arasında BARINAK HASTALIĞI olarak da biliniyor ve köpeğinizin sürekli öksürmesiyle baş gösteriyordu . Bu hastalıkla birlikte malesef Dino yemeden içmeden kesildi ve önceden iştahla yediği mamasını hiç yememeye başladı . Değişik mamalar aldık, ıslak mama verdik, yoğurt denedik fakat hiçbiri işe yaramadı. Ne yaptıysak, ne yemek yiyor, ne su içiyordu ve tüm veterinerlerin yaptığı tek yorum ‘’Mutlaka bir şekilde yemek yedirin, yoksa ölür ‘’ oldu. Ne yapsak diye kara kara düşünürken, normalde zararlı olmasına rağmen Dino ‘nun bayıldığı tavuk aklımıza geldi. Her haşlandığında ağzından sular akardı ama köpek bünyesine iyi gelmediğinden vermiyorduk. Ölmesindense zararlı bir şeyler yiyip hayatta kalmasını yeğledik. Hemen tavuk haşladık ve minik adamın kokuyu takip ederek mutfağa geldiğini gördük☺ Sonrasında yavaş yavaş yemeye başladı ve hastalığını yendi. O günden bugüne ‘’Tavuk‘ hala ’Dino’nun en sevdiği yiyecektir. Kennel Cough, barınak öksürüğü gerçekten kötü bir hastalık.
Uğraştığımız bir diğer sorun ise üç öğün beslenmesi gerektiğinden evde gün boyu yalnız kalamayacağı idi. Fazladan mama koyup ihtiyacı kadar yiyeceğini düşünmek yavru köpek için bir hayalden öteye gidemiyordu. Önüne bir çuval mama da koysanız, hepsini bir öğünde yiyip bitirmeye çalışıyordu, bu sebeple Dino’nun iş tecrübesi mecburen başlamak zorunda kaldı. Evet; her sabah Dino evden çıkıyor, arabaya binip iş yerine gidiyor, sonrasında evine geri dönüyor, 09:00-17:00 çalışıyordu ☺ Bu yaklaşık 5 aylık olana kadar sürdü ve Dino böylece arabaya binmeye, seyahat etmeye kendiliğinden alışmış oldu. Bu süreç geçtikçe zaten Dino’da büyüdü ve yavaş yavaş evde yalnız kalabileceğini öğrendi. Akşam eşimin mutlaka gelip onu alacağını ve gezmeye çıkaracağını biliyordu, bunu bilmesi bizim işimizi fazlaca kolaylaştırdı.
Biz can dostumuz Dino ile bu şekilde tanıştık ve o hayatımızın bir parçası, biz ise onun HAYAT ‘ı olduk. Bunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmıyor ve onu kendi zevklerimiz uğruna üzgün, kırgın, depresif bir hayata sürüklemiyoruz. Ne kadar zor olur ise olsun akşam planlarımızı mutlaka birimizin onu dışarı çıkarması üzerine kuruyoruz, evde yalnız kalması gereken bir süre varsa öncesinde birlikte çok fazla vakit geçirmeye çalışıyoruz. Bebeğimiz olduğundan beri kendini dışlanmış hissetmesin diye ayrıca ilgi gösteriyoruz. Burada anlattığım zorluklar yaşadıklarımızın sadece birkaçı ama yaşadıkça tecrübe ettik ki; deneye yanıla siz ona, oda size uyum sağlayamaya başlıyor. Eve gelip her kapıyı açtığınızda sizi resmen gülerek karşılıyor ve bu gerçekten tarifsiz bir duygu. İnsan bir hayvanı sevene dek, ruhunun bir yanı derin bir uykuda, bu uykudan bir gün tüm insanlığın uyanması dileğiyle …